Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 07.02.2022 tarihli ve E:2022/436 ve K:2022/1380 sayılı Kararında, arabuluculuk tutanağının ibraya ilişkin düzenlemeler karşısındaki durumu değerlendirilmiş ve arabuluculuk anlaşma tutanağının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ndaki (“TBK”) ibra hükümleri çerçevesinde değerlendirilemeyeceğine karar verilmiştir.

Dairenin 11.09.2019 tarihli kararında aksi yönde hüküm kurulmuş olsa da söz konusu karar ile Daire görüş değiştirmiştir.

Karara konu olayda davacı yan, baskı ile arabuluculuk tutanağının imzalatıldığını, arabuluculuk anlaşma ve son tutanağının geçersiz olduğunu ileri sürmüş ve belgenin iptalini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesi, arabuluculuk anlaşma belgesini, TBK’daki ibra hükümlerine değerlendirmiş ve ibra niteliğinde olan tutanağın tarih ve içeriği itibariyle uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.

İstinaf incelemesinde de Bölge Adliye Mahkemesi, kararın hukuka uygun olduğuna hükmetmiş ve istinaf istemini reddetmiştir.

Yargıtay ise irade fesadına yönelik “baskı, yıldırma ve zorlama” iddilarının ve arabulucunun “tarafsız olmadığı” iddialarının ispatlanamadığını belirtmiş ve ibra hükümleri yönünden ise arabuluculuk anlaşmasının TBK’nın 420. maddesinde düzenlenen ibraya ilişkin hükümlere göre değerlendirelemeyeceğine, aksi halde arabulucu önünde tarafların anlaşmasının imkansız hale geleceğine, 6325 sayılı Kanun’un 18/5 maddesinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılan hususlarda taraflarca dava açılamayacağına karar vermiştir.

Kararın tam metinine buradan ulaşabilirsiniz.